16 Ağustos 2016 Salı

LAİKLİK LAYIKIYLA UYGULANSAYDI...

                    

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana laiklik aslına uygun uygulanmadı...Din ve devlet işleri bir birinden ayrılacağına, din devlet eliyle yönetildi...Son zamanlarda da görülüyor ki; FETÖ ve benzeri yapılar aracılığıyla devlet din eliyle yönetilmek istenmektedir.

Ne din ve vicdan özgürlüğü, ne de eşitlik ilkeleri layıkıyla uygulanamadı...laiklik bir başka kesimi baskı altına alma aracına dönüştürüldü..."Batı tipi yaşam biçimi" olarak lanse edilip, içeriği boşaltıldı...

Laikliğin gerçek manada uygulanması açısından 15 Temmuz darbe girişimi bir fırsata çevrilebilir.

"Yeni Kapı" Türkiye'nin demokrasiye,özgürlüğe,eşitliğe, laikliğe ,uzlaşıya açılan yeni kapısına dönüştürülebilinir...

Türkiye'nin kangrenleşen sorunlarının (Kürt,Alevi,Askeri Vesayet v.b) çözümü için fırsata dönüştürülebilinir...

Tamda Türk milliyetçiliğini esas alan,diğer etnik yapıları yok sayan,devleti merkezileştiren,askerileştiren,dindarlaştıran anlayışları geride bırakma zamanıdır...

Türkiye ihtiyaç duyulan yeni kimliğine ancak böyle kavuşacaktır...

Artık Türkiye halklarının, hükumetin siyaset dışı yapılar karsısında  "yanılmışız,kandırılmışız" sendromu yaşamaya tahammülleri yoktur...

Tarikatlar,siyaset dışı yapılar ayrım yapılmaksızın şeffaflaştırılmalı, kendi alanlarında ve denetim altında tutulmalıdırlar. Yoksa Cemil Çiçek'in dediği gibi "Bugün FETÖ,yarın ÇETO çıkabilir"

Ne dindarlık, ne de laiklik kendisi gibi düşünmeyenleri sindirme aracı olarak kullanılmamalı. Geçmişte olduğu gibi, dindarlığın yobazlık-gericilik,laikliğin din düşmanlığı olarak lanse edilmesi terk edilmeli ve bu kesimlerin birbirlerini tarifleri değişmelidir.


Laiklik layıkıyla uygulanmalıdır... 

5 Ağustos 2016 Cuma

İLERİ DEMOKRASİ ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

       

Ülkemiz çok ciddi süreçlerden geçiyor ve çok ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalıyor.
Bu süreçte bir çok kurum,kuruluş,anlayış,inanış ve bizatihi insanlar zarar görüyor. Görecek de...

Hem darbecilere gereken ders verilmeli,hem ders alınmalı...Darbecilerin yanında bilinçli duranlarla, inanç ve yardım amaçlı duranlar,tehlikenin farkında olmayanlar ayırt edilirken azami titizlik gösterilmeli.

Çünkü; Ancak darbe girişimi önlendikten sonra "anti darbeci" kesilen latent (gizli) darbeciler bazı konuları malzeme yapmaya başladılar bile...

Bu ülkenin burnu darbelerden çıkmıyor...Öyleyse asıl üzerinde durulması gereken konu şu: Ne yapmalıyız ki, bir daha hiç bir gurup darbe yapmaya kalkışmamalı...

Bunları şöyle sıralayabiliriz.

ü Toplumsal mutabakatla hazırlanmış, Türkiye de  yaşayan tüm halkları eşit gören,tüm inançlara,düşüncelere eşit mesafede duran,herhangi bir ideoloji ve millet üzerinden tarif yapmayan bir anayasa hazırlanmalıdır."Değiştirilemez" denilen maddelerle gelecek kuşakların yaşamı ipotek altına alınmamalı.

ü Askeri yapılar sivil otoriteye tabii kılınmalı,bu yapıların iç düşman esaslı değil, dış düşman esaslı eğitilmeleri,konumlandırılmaları  sağlanmalıdır.Yine bu yapı profesyonelleştirilmeli ve teknolojik olarak güçlendirilmelidir...Tüm bunlar yapılırken "torpil","benim adamım" meselesi değil,"liyakat" esas alınmalıdır...Bütçeleri dahil, denetlenebilir olmalıdır.

ü Türkiye'nin kronik sorunları (Kürt,Alevi) tarafların talepleri doğrultusunda demokratik mutabakatla hızla çözülmelidir.

ü Şiddete başvurmadığı sürece düşünce,inanç ve örgütlenme Özgürlükleri çağdaş düzeye çıkarılmalıdır.

ü Muhalefetin tümüyle ve toplumun tüm kesimleriyle diyalog yolları açık tutulmalı,eleştirileri tümüyle göz ardı edilmemeli,üzerinde düşünmeye değer bulunmalı.

ü Milli eğitim ve üniversiteler pozitif ilimleri esas alarak kültürümüzle çağdaş dünyayı buluşturan bir anlayışa uygun hala getirilmelidir.

ü Dış politikada ülke çıkarları esas alınarak maceracı anlayışlardan uzak durulmalıdır.

ü Adalet kurumu bağımsız kimliğine kavuşturularak güvenirliği sağlanmalıdır.

ü Şimdi " imi cimi" olmadan darbeye karşı gelme zamanıdır.Ucundan kenarından tutup sulandırmak darbecilerin elini güçlendirecektir.Çünkü; Tehlike geçmiş değil. Çünkü; Kişileri tutuklamak meseleyi bitirmiyor.Çünkü; Eskiyi eleştirmek yetmiyor,yerine yenisini,demokratik olanını koymak gerekiyor.

ü Özeleştiri yapmak bir erdemdir. Sadece hükumetin yapması da yetmez,herkesin özeleştiri müessesesini işletmesi gerekir. Özeleştiri yaparken, benzer hataların önlemi alınmalıdır.

ü Din ve devlet işlerinin biri birinden ayrılası geçmişte "laiklerin" dahi beceremediği bir olgudur.Tüm cemaatler ve ideolojiler devletten uzak tutulmalı.

Söyleyecek çok sözümüz olabilir ama, en önemlisi adım atmaktır.


İleri demokrasi şimdi değilse ne zaman?