24 Kasım 2015 Salı

ÖNGÖRÜ YOKSUNLUĞU

                                                       ÖNGÖRÜ YOKSUNLUĞU

Öngörüyü TDK şöyle tarif ediyor: Bir işin ilerisini kestirme veya bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilme ve ona göre davranma. Son zamanlarda çok sayıda öngörüsüz medyayı işgal eden insanlara şahit olduk. Bu kişilerin öngörüleri gerçekleşmeyince üzülmek yerine buna gerekçeler sıralamaya başlıyorlar. Bir de öngörüleri hiç te iyi niyetli olmuyor. Kapkara öngörülerinin ülkenin felaketine, halkın zararına bile olsa gerçekleşmesini isterler. Öngörü yoksunu olmalarına rağmen, en iyiyi, en doğruyu onlar bilirler. Ve onlar olmasa şu bidon kafalılar doru yolu bulamazlar. Hatta seçimlere bile gerek yok, üç-beş öngörü ustası(!) oligarşik yapı ülkeyi yönetmeli. O kadar ileriye giderler ki, göbeğini kaşıyanlara, kendileri gibi düşünmeyenlere bok yedirmeyi işkenceden saymazlar. Öngörüsüzler gurubu önce kendilerine bir düşman seçerler. Seçerken tabii ki kriterleri vardır. Kendilerinin sırça köşklerini sallayan, buyruklarını ve öngörülerini hiçe sayan, tartışan, onlardan farklı davranan kesimler düşman ilan edilir. Gerisi kolay… Diğerleri ne yapsa yanlıştır, karşı gelinmelidir…Bütün öngörüleri felakettir, karanlıktır…Memleket için bir şey yapmadıkları gibi, ne yapılacaksa, kendileri yapmalıdırlar…
Örnekler üzerinden gidersek daha iyi anlaşılacaktır. Kürt dili üzerindeki yasak kalmalı, QXW gibi harfleri kullanmak serbest olsun, Kürtçe okullarda seçmeli ders olsun, özel okullarda ve dershanelerde Kürtçe eğitim verilebilsin, Kürtçe görsel, işitsel, basılı medya serbest olsun, Kürtçe savunma ve siyasi propaganda serbest olsun…Öngörüsüzlere göre diğerleri bunu gerçekleştiremez. Gerçekleştirdikleri zaman zinhar kabul etmezler…
“Yetmez ama evet”çileri tümden karşı gelmedikleri için yerden yere vururlar…İçerik nedir? Bu 26 maddede ne var? Sormadan, incelemeden sadece kimin önerdiğine bakarak hayır derler. Kimilerinin “yetmez ama evet” dediği, kimilerinin kökten karşı geldiği 26 maddeden birkaç tanesine bakalım(hepsini internetten okursunuz)
v Vatandaşlara Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı getirdi
v YAŞ kararıyla atılanlara yargıya baş vuru hakkı
v Memurlara verilen uyarı, kınama gibi cezalar için yargıda itiraz yolu açıldı
v Memurlara toplu sözleşme ve sendikal haklar verildi
v Özürlülere, kadınlara, yaşlı ve çocuklara pozitif ayrımcılık getirildi
v 12 Eylül darbesini yapanların yargılanması önündeki yasal engeller kaldırıldı
Bu haklara evet diyenler hala bu öngörüsüzler tarafından topa tutuluyorlar…Demokratım diyen birisi bu maddelere karşı gelebilir mi? Onlar için içerik önemli değil, kimin önerdiği, gerçekleştirdiği önemli…Biz buna evet dersek “onların” işine yarar…Öyleyse hayır denmeli! Bir şey daha var: Bu anayasa maddeleri yasalaşınca en başta karşı gelenler yararlandılar.
Kendileri gibi düşünmeyenler mi iktidara geldi; Hemen harekete geçilmeli…Koyun sürüsünün oyuyla iktidar olanların iktidarını baştan ret edip, harekete geçerler…Cumhuriyet mitingleri, tankların caddelere sürülmesi, andiçler, balyozlar, Ergenekonlar arka arkaya piyasaya sürülmeye başlanır… Üstün demokratlarımız hemen orduyu göreve çağırırlar, öngörülerini konuştururlar. Şeriat gelecek, İran olacağız, kadınlarımızı-kızlarımızı zorla tesettüre sokacaklar, girmezler ise taşlayacaklar… Zinhar! Eşinin baş örtülüyse ne Cumhurbaşkanı ne Başbakan isteriz…Engel olmak için her şey yapılmalı…buna rağmen seçilirlerse, ne elleri sıkılmalı ne de resepsiyonlarına katılmalı…Sonra ki hallerini düşünmek bile istemiyorum.
Bakın başka ne öngörüde bulundular: “Bu RTE seçim yaptırmaz” “seçimden önce Suriye’ye girer” “uçak dolusu paraları kabul edecek ülke bulamıyor” “RTE kaçacak ülke arıyor” “Bilal kaçtı bile” “Bu seçimlerde ANAP gibi % 2 lere düşecek” “ AKP parçalanıyor” “Gül ve çevresi yeni parti kuruyor” “iç savaş çıkartacak” ….Bütün bu öngörüleri de tutmadı…Şimdi yeni öngörüler peşindeler. İnanıp-inanmamak size kalmış.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder