ÖNGÖRÜ YOKSUNLUĞU
Öngörüyü TDK
şöyle tarif ediyor: Bir işin ilerisini
kestirme veya bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilme ve ona göre
davranma. Son zamanlarda çok sayıda öngörüsüz medyayı işgal eden insanlara
şahit olduk. Bu kişilerin öngörüleri gerçekleşmeyince üzülmek yerine buna
gerekçeler sıralamaya başlıyorlar. Bir de öngörüleri hiç te iyi niyetli
olmuyor. Kapkara öngörülerinin ülkenin felaketine, halkın zararına bile olsa
gerçekleşmesini isterler. Öngörü yoksunu olmalarına rağmen, en iyiyi, en
doğruyu onlar bilirler. Ve onlar olmasa şu bidon kafalılar doru yolu
bulamazlar. Hatta seçimlere bile gerek yok, üç-beş öngörü ustası(!) oligarşik
yapı ülkeyi yönetmeli. O kadar ileriye giderler ki, göbeğini kaşıyanlara,
kendileri gibi düşünmeyenlere bok yedirmeyi işkenceden saymazlar. Öngörüsüzler
gurubu önce kendilerine bir düşman seçerler. Seçerken tabii ki kriterleri
vardır. Kendilerinin sırça köşklerini sallayan, buyruklarını ve öngörülerini
hiçe sayan, tartışan, onlardan farklı davranan kesimler düşman ilan edilir.
Gerisi kolay… Diğerleri ne yapsa yanlıştır, karşı gelinmelidir…Bütün öngörüleri
felakettir, karanlıktır…Memleket için bir şey yapmadıkları gibi, ne
yapılacaksa, kendileri yapmalıdırlar…
Örnekler üzerinden gidersek daha iyi anlaşılacaktır. Kürt dili
üzerindeki yasak kalmalı, QXW gibi harfleri kullanmak serbest olsun, Kürtçe
okullarda seçmeli ders olsun, özel okullarda ve dershanelerde Kürtçe eğitim
verilebilsin, Kürtçe görsel, işitsel, basılı medya serbest olsun, Kürtçe
savunma ve siyasi propaganda serbest olsun…Öngörüsüzlere göre diğerleri bunu
gerçekleştiremez. Gerçekleştirdikleri zaman zinhar kabul etmezler…
“Yetmez ama evet”çileri tümden karşı gelmedikleri için yerden yere
vururlar…İçerik nedir? Bu 26 maddede ne var? Sormadan, incelemeden sadece kimin
önerdiğine bakarak hayır derler. Kimilerinin “yetmez ama evet” dediği,
kimilerinin kökten karşı geldiği 26 maddeden birkaç tanesine bakalım(hepsini
internetten okursunuz)
v Vatandaşlara Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuru hakkı getirdi
v YAŞ kararıyla atılanlara yargıya baş
vuru hakkı
v Memurlara verilen uyarı, kınama gibi
cezalar için yargıda itiraz yolu açıldı
v Memurlara toplu sözleşme ve sendikal
haklar verildi
v Özürlülere, kadınlara, yaşlı ve
çocuklara pozitif ayrımcılık getirildi
v 12 Eylül darbesini yapanların
yargılanması önündeki yasal engeller kaldırıldı
Bu haklara
evet diyenler hala bu öngörüsüzler tarafından topa tutuluyorlar…Demokratım
diyen birisi bu maddelere karşı gelebilir mi? Onlar için içerik önemli değil,
kimin önerdiği, gerçekleştirdiği önemli…Biz buna evet dersek “onların” işine
yarar…Öyleyse hayır denmeli! Bir şey daha var: Bu anayasa maddeleri yasalaşınca
en başta karşı gelenler yararlandılar.
Kendileri
gibi düşünmeyenler mi iktidara geldi; Hemen harekete geçilmeli…Koyun sürüsünün
oyuyla iktidar olanların iktidarını baştan ret edip, harekete
geçerler…Cumhuriyet mitingleri, tankların caddelere sürülmesi, andiçler,
balyozlar, Ergenekonlar arka arkaya piyasaya sürülmeye başlanır… Üstün
demokratlarımız hemen orduyu göreve çağırırlar, öngörülerini konuştururlar.
Şeriat gelecek, İran olacağız, kadınlarımızı-kızlarımızı zorla tesettüre
sokacaklar, girmezler ise taşlayacaklar… Zinhar! Eşinin baş örtülüyse ne
Cumhurbaşkanı ne Başbakan isteriz…Engel olmak için her şey yapılmalı…buna
rağmen seçilirlerse, ne elleri sıkılmalı ne de resepsiyonlarına katılmalı…Sonra
ki hallerini düşünmek bile istemiyorum.
Bakın başka
ne öngörüde bulundular: “Bu RTE seçim yaptırmaz” “seçimden önce Suriye’ye
girer” “uçak dolusu paraları kabul edecek ülke bulamıyor” “RTE kaçacak ülke
arıyor” “Bilal kaçtı bile” “Bu seçimlerde ANAP gibi % 2 lere düşecek” “ AKP
parçalanıyor” “Gül ve çevresi yeni parti kuruyor” “iç savaş çıkartacak” ….Bütün
bu öngörüleri de tutmadı…Şimdi yeni öngörüler peşindeler. İnanıp-inanmamak size
kalmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder