Öfkeliyiz!
Öfkemizde haklıyız...Öfkelenmemek mümkün değil. Hatta uygun ifade edildiğinde öfkelenmek sağlıklı ve doğal bir duygudur.Öfkemiz önemli,öfkemizi nasıl yöneteceğimiz daha
da önemli.Öfkemizi gösterme biçimimiz, kültürel olgunluğumuzu gösterdiği gibi,
öfke duyduğumuz olguya hizmette edip etmediğimizi de ortaya koyar...
Sorumluluk duymak önemli...Sadece başkalarına sorumluluk yüklemek,kendimizi muaf tutmak
sorunların çözümüne değil,çözümsüzlüğüne hizmet eder...Sorumluluğun gereklerini
yerine getiremiyorsak, en azından sorumsuz davranışlardan uzak durmamız gerekir...Sorumsuz davranışlardan sadece herhangi bir alandaki sorumlular
değil,tek tek bireyler olarak hepimiz de hesap verme durumunda olduğumuzu
unutmamalıyız...Evde,sokakta,sosyal medyada,yazılı ve görsel basında söylediklerimizin,yazdıklarımızın,yaptıklarımızın
kime hizmet ettiğini iyi düşünmek zorundayız...Önümüze konulan her
"verinin" doğruluğunu araştırmadan servis yapmanın,savunmanın en
başta kendimize,savunduğumuz fikre,inanca zarar verdiğini yaşam bizlere öğretmiş
olmalı...
Bir
ülkede,şehirde,partide v.b birçok kültürün,yaşam tarzının,inancın,düşüncenin
olması hayatın kendi gerçeğidir...Yani "öteki" vardır ve
doğaldır...Doğal olmayan "ötekini" kendimize benzemeye
zorlamak,olmadıysa düşman ilan etmek...İşte "ötekileştirme dediğimiz şey
de budur...Ne yazık ki; "ötekileştirmeyi" diline dolayanlar en fazla
"ötekileştiren" haline geldiklerinin farkında değiller...Bir üst
kültür altında tüm farklılıklarımızla yaşamak zorundayız...
Bir
birimizi ve karşıdakini suçlama kolaycılığımız sorunun esas kaynağını kaçırmamızı
beraberinde getiriyor...Evet diğerinin eksiğini,hatasını söyleyelim, ama kendi sorumluluklarımızı
da bilelim...Kullandığımız dilin,üslubun kime hizmet ettiğini
görelim...Toplumu,insanlığı ilgilendiren sorunlardan siyasi çıkar sağlama
telaşı küçük düşürücü oluyor ve halklar buna pirim vermiyor...
Şu son insanlık
dışı Reina saldırısı sonrası yaşananlar,söylenenler,yazılanlar ne kadar da çok
terörün amacına hizmet ediyor...Uluslar arası boyut unutuluyor,içeride siyasi
suçlamalar öne geçiyor...
Diyanet
İşleri Başkanlığının yılbaşı öncesi kabul edilemez açıklaması gibi açıklamaların, Reina saldırısı sonrası ne kadar önem arz
ettiği net bir şekilde görülmüştür. Saldırı sonrası açıklamaları her ne kadar durumu
toparlamaya çalışsa da ok yaydan çıkmıştır bir kere...Bir çok ilde Noel babanın
kafasına silah dayayan görüntüler, yılbaşı kutlamalarının günah olduğundan dem
vuran paylaşımlar ,muhafazakar dışı yaşam tarzlarına öfkeye varan söylemler...
Öte yandan,
DEAŞ'ın eylemlerinden kalkarak, hükumetin,dindarların tümünün laik kesimi
sindirme amacı taşıdığını iddia etmek,esasında terörün destekçisi olan emperyal
güçlerin adım, adım toplumu ayrıştırmada başarılı olduklarını gösteriyor...DEAŞ
gibi, sorumluları arasında İngiliz,Amerikan vatandaşlarının olduğu bir örgütün Müslüman,Hıristiyan,Musevi,Laik,Anti-Laik
ayrımı yapmadan insanları katlettiği,İslami kültürel yapıları yerle bir ettiği
göz ardı edilerek, sanki sadece laik kesimi hedef alıyormuş ve muhafazakar
kesimin istediğini yapıyormuş imajı yaratılarak, buradan farklı yaşam tarzları
arasında ayrışmaya çanak tutmak terörün arkasındaki güçlere hizmet etmek olduğu
artık görülmeli...
Türkiye'de
terör yeni ortaya çıkıyormuş gibi davranmak,geçmişi resetlemek,bunu savunulan
bir yaşam tarzının yarattığını iddia etmek, gerçekleri ters yüz etmektir...Sadece
SHP_DYP koalisyonun olduğu zamana bakmak yeterlidir...Uğur Mumcu,Gaffar Okan,Bahtiyar
Aydın,Eşref Bitlis,Vedat Aydın gibi ünlüler yanında onlarca Kürt iş adamlarının
katledilişleri... 1992'de 362, 1993'te 467,
1994'te 423, 1995'ten (166) faili meçhul cinayet gerçekleşiyor. .. Bu
"laik yetiştirme tarzının sonucudur"
dense haksızlık olmaz mı?...Hele,hele SHP nin o dönem hazırladığı Kürt raporu
ortadayken ( Olağanüstü Hal'in (OHAL) ve koruculuk
sisteminin kaldırılması, genel af ilan edilmesi, Kürtçe eğitimin önünün
açılması, radyo ve televizyonda Kürtçe yayınlara izin verilmesi gibi önerilerde
bulundu.) terörün arkasındakileri unutup,
SHP ye yüklenmek insafsızlık olmaz mı?
Sorumsuzca davranmak,kendi ayağımıza
sıkmaktır...Bir birimizi suçlamak yerine,bir birimizi anlamaya çalışmaz isek terör örgütleri ve arkasındakiler başarılı olurlar ki; bu da hepimizin sonu demektir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder