.
Referandum uygar ülkelerin uyguladığı doğrudan demokrasinin
bir parçasıdır.Genel anlamda taraflar referandum gününe kadar neden
"evet" yada "hayır" denilmesi konusunda kendi görüşlerini ortaya
koyarlar.Çıkan sonuca herkes rıza göstermek durumundadır.
Başından şunu söylemek gerekir; Hiçbir yöntem mükemmel
değildir ve kendi içinde kusurlar barındırır...Bu durumda mükemmele en yakın
olanı seçmek gerekmektedir.Basit anlamıyla "halk yönetimi" demek olan
demokrasilerde kendi içlerinde kusurlar barındırırlar.Şehir Devletlerinde
uygulanması daha kolay olan "Doğrudan Demokrasi" de kusurlar
içermektedir...Oy kullanan halkın hepsi oylanan konu hakkında ehliyet ve
liyakat sahibi değildirler...Yine "doğrudan demokrasilerde"
kadınların,misafirlerin,kölelerin oy kullanamaması ayrı bir kusurdur...
Diğeri "temsili demokrasi"dir... Bilindiği gibi,bu
tür demokrasilerde yurttaşlar kendileri adına karar vermek üzere temsilcilerini
meclise yolluyor...Burada da kusur yok mu? Var...Neden? Halk, bir seçim
bölgesinde,kendisinin seçmediği ve kendisine dayatılan, hatta çoğunu tanımadığı adaylar
arasından seçim yapmak zorundadır...Seçtiği temsilcinin mecliste kendisinin tasvip
etmediği kararlara imza atmasına engel olamamaktadır...
Görüldüğü gibi "mükemmeli" bulmak zordur...Bu yüzden
Platon ve Aristo demokrasiyi "ortak iyiliği amaçlayan Politeia yönteminin
bozulmuş hali" olarak tarif ederler...Hatta demokrasiyi " ayak
takımının yönetimi" olarak görürler...
İşte bu yüzden insanlık "mükemmeli" bulmakta güçlük çekse de,"mükemmele" yakını
seçmeye çalışıyor.
Referandumlar da kusurlu mudur? Kusurludur...Halk çoğu zaman
içeriğini bilmediği konularda seçim yapmak zorunda kalıyor.Sevdiği
liderlere,tuttuğu partilere bakarak karar veriyor.Yapılan araştırmalarda 2010
yılındaki anayasa değişikliğinde oy kullananların %70 i paketteki tek bir maddeyi
bile bilmiyor...Konuştuğum kişilerin %95 nin önümüzdeki günlerde oylayacağımız anayasa değişiklik
paketinin tek bir maddesinin içeriğini bilmediklerine,eskisiyle yenisini hiç
karşılaştırmadıklarına şahit oluyorum...Al sana kusurun büyüğü...
Ne yazık ki,bilmedikleri konuları ölüm-kalım meselesi haline
getirebiliyorlar.Bilmedikleri konuları yenme-yenilme maçı gibi ele alıp
yalan,yanlış,kopyala-yapıştır yöntemlerini araştırmadan
kullanabiliyorlar...Birisi bir söz uyduruyor altına ünlü birinin adını
yazıyor(etkili olsun diye).Kişiliği taraftar düzeyinde gelişmiş olanlar hiç
araştırmadan ve vakit geçirmeden paylaşıyorlar...Türkiye'de olduğunu iddia ettiği
bir fotoğrafla savunusunu güçlendirmek istiyor,fotoğrafın çekildiği yer yabancı
bir ülke çıkıyor...Mikrofonu,gazete köşesini,klavyeyi ele geçiren "kör silahşor"
gibi kullanıyor...Aile içine huzursuzluk giriyor.Dostlar,arkadaşlar,komşular
bir birlerini akıl almaz çirkin şeylerle suçluyorlar.Toplumun akıl sağlığı
bozuluyor..."Evet" yada "hayır"ı yaşamının merkezine
koyanlar,"bundan sonra tufan yada zafer" mantığıyla hareket
edenler için,referandum sonrası "kaybeden" taraftakilere dışarıdan psikiyatr isler getirmemiz
gerekecek...
Naçizane derim ki;Taslağı mevcut olanla karşılaştırmalı
inceleyelim...Sorularımızı soralım ve tartışalım...Başkalarının
yönlendirmelerinin (kişi ve makama bakmaksızın) etkisinde kalmadan,kendi
incelemelerimiz sonucunda kararlarımızı oluşturalım...
Umarım akıl sağlığımızı,ailemizi,dostlarımızı,komşularımızı yitirmeden
referandumu tamamlarız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder