8 Şubat 2017 Çarşamba

REFERANDUMA DOĞRU..

                                    .
Referandum uygar ülkelerin uyguladığı doğrudan demokrasinin bir parçasıdır.Genel anlamda taraflar referandum gününe kadar neden "evet" yada "hayır"  denilmesi konusunda kendi görüşlerini ortaya koyarlar.Çıkan sonuca herkes rıza göstermek durumundadır.

Başından şunu söylemek gerekir; Hiçbir yöntem mükemmel değildir ve kendi içinde kusurlar barındırır...Bu durumda mükemmele en yakın olanı seçmek gerekmektedir.Basit anlamıyla "halk yönetimi" demek olan demokrasilerde kendi içlerinde kusurlar barındırırlar.Şehir Devletlerinde uygulanması daha kolay olan "Doğrudan Demokrasi" de kusurlar içermektedir...Oy kullanan halkın hepsi oylanan konu hakkında ehliyet ve liyakat sahibi değildirler...Yine "doğrudan demokrasilerde" kadınların,misafirlerin,kölelerin oy kullanamaması ayrı bir kusurdur...

Diğeri "temsili demokrasi"dir... Bilindiği gibi,bu tür demokrasilerde yurttaşlar kendileri adına karar vermek üzere temsilcilerini meclise yolluyor...Burada da kusur yok mu? Var...Neden? Halk, bir seçim bölgesinde,kendisinin seçmediği ve kendisine dayatılan, hatta çoğunu tanımadığı adaylar arasından seçim yapmak zorundadır...Seçtiği temsilcinin mecliste kendisinin tasvip etmediği kararlara imza atmasına engel olamamaktadır...

Görüldüğü gibi "mükemmeli" bulmak zordur...Bu yüzden Platon ve Aristo demokrasiyi "ortak iyiliği amaçlayan Politeia yönteminin bozulmuş hali" olarak tarif ederler...Hatta demokrasiyi " ayak takımının yönetimi" olarak görürler...

İşte bu yüzden insanlık "mükemmeli" bulmakta  güçlük çekse de,"mükemmele" yakını seçmeye çalışıyor.

Referandumlar da kusurlu mudur? Kusurludur...Halk çoğu zaman içeriğini bilmediği konularda seçim yapmak zorunda kalıyor.Sevdiği liderlere,tuttuğu partilere bakarak karar veriyor.Yapılan araştırmalarda 2010 yılındaki anayasa değişikliğinde oy kullananların %70 i paketteki tek bir maddeyi bile bilmiyor...Konuştuğum kişilerin %95 nin önümüzdeki günlerde oylayacağımız anayasa değişiklik paketinin tek bir maddesinin içeriğini bilmediklerine,eskisiyle yenisini hiç karşılaştırmadıklarına şahit oluyorum...Al sana kusurun büyüğü...

Ne yazık ki,bilmedikleri konuları ölüm-kalım meselesi haline getirebiliyorlar.Bilmedikleri konuları yenme-yenilme maçı gibi ele alıp yalan,yanlış,kopyala-yapıştır yöntemlerini araştırmadan kullanabiliyorlar...Birisi bir söz uyduruyor altına ünlü birinin adını yazıyor(etkili olsun diye).Kişiliği taraftar düzeyinde gelişmiş olanlar hiç araştırmadan ve vakit geçirmeden paylaşıyorlar...Türkiye'de olduğunu iddia ettiği bir fotoğrafla savunusunu güçlendirmek istiyor,fotoğrafın çekildiği yer yabancı bir ülke çıkıyor...Mikrofonu,gazete köşesini,klavyeyi ele geçiren "kör silahşor" gibi kullanıyor...Aile içine huzursuzluk giriyor.Dostlar,arkadaşlar,komşular bir birlerini akıl almaz çirkin şeylerle suçluyorlar.Toplumun akıl sağlığı bozuluyor..."Evet" yada "hayır"ı yaşamının merkezine koyanlar,"bundan sonra tufan yada zafer" mantığıyla hareket edenler için,referandum sonrası "kaybeden" taraftakilere dışarıdan psikiyatr isler getirmemiz gerekecek...

Naçizane derim ki;Taslağı mevcut olanla karşılaştırmalı inceleyelim...Sorularımızı soralım ve tartışalım...Başkalarının yönlendirmelerinin (kişi ve makama bakmaksızın) etkisinde kalmadan,kendi incelemelerimiz sonucunda kararlarımızı oluşturalım...


Umarım akıl sağlığımızı,ailemizi,dostlarımızı,komşularımızı yitirmeden referandumu tamamlarız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder