Son günlerde "Atatürkçülük" siyasetin gündemine
oturdu.Gerçi Türkiye'nin gündeminden hiç düşmedi...Tüm darbeciler(FETÖ dahil) baskıcı rejim uygulamak isteyenler gerekçe
olara "Atatürkçülüğün" elden gittiğini bahane ettiler.
Atatürkçülüğün temelini üç ilke belirlemektedir.
1-Sekülerlik (laiklik). Din ve devlet
işlerinin bir birinden ayrılması.
2-Pozitivizim. Metafiziğe değil bilime ve
maddi verilere dayanma.
3-Modernite.Yani;yaşam tarzı bakımından yönünü batıya
çevirme.
Dikkat edilirse,demokrasi,özgürlük,insan hakları gibi
kavramlar Atatürkçülükte önemli değil.
Atatürkçülük tartışılacaksa bu kavramlar üzerinden
tartışılmalıdır.Kabul edersiniz yada karşı gelirsiniz.Anıt kabre gitmek,on
kasımı anmak yada çiftçinin,emeklinin mevcut durumu üzerinden tartışmak konuyu
saptırmaktan başka bir işe yaramaz.
Ne Atatürk ne de Atatürk ilke ve inkılapları tabu değildir
olmamalı da.Dünya ve her şey değişiyor ise 90-100 sene önceki ilkeler de değişebilir.Her
olgu tarihi gerçekliği çerçevesinde ele alınmalı.O gün alınan kararları o günün
koşullarında değerlendirilmelidir.Bu günün koşullarında değiştirilmesi gereken
şeyler varsa değiştirilmelidir.Yeni şeyler söylenmesi gerekiyorsa
söylenmelidir.Bu ne Atatürk'e ne de Atatürkçülüğe saygısızlık olamaz.
Özellikle şu laiklik konusunu
biraz daha açmak gerekir.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana
laiklik aslına uygun uygulanmadı...Din ve devlet işleri bir birinden
ayrılacağına, din devlet eliyle yönetildi...Son zamanlarda da görülüyor ki;
FETÖ ve benzeri yapılar aracılığıyla devlet din eliyle yönetilmek istenmektedir.
Laiklik bir başka kesimi baskı
altına alma aracına dönüştürüldü..."Batı tipi yaşam biçimi" olarak
lanse edilip, içeriği boşaltıldı...
Laikliğin gerçek manada
uygulanması açısından 15 Temmuz darbe girişimi bir fırsata çevrilebilirdi.
Türkiye'nin kangrenleşen
sorunlarının (Kürt,Alevi,Askeri Vesayet v.b) çözümü için fırsata
dönüştürülebilinirdi...
Tam da Türk milliyetçiliğini esas
alan,diğer etnik yapıları yok sayan,devleti
merkezileştiren,askerileştiren,dindarlaştıran anlayışları geride bırakma
zamanıdır...
Türkiye ihtiyaç duyulan yeni
kimliğine ancak böyle kavuşacaktır...
Ne dindarlık, ne de laiklik
kendisi gibi düşünmeyenleri sindirme aracı olarak kullanılmamalı.
Geçmişte
olduğu gibi, dindarlığın yobazlık-gericilik,laikliğin din düşmanlığı olarak
lanse edilmesi terk edilmeli ve bu kesimlerin birbirlerini tarifleri
değişmelidir.
Laiklik layıkıyla uygulanmalıdır...
Geleceğe dair yaratıcı fikir
üretemeyenler "Atatürkçülüğe" sığınmamalı dırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder