DOĞAN MEDYASININ
HDP HAYRANLIĞININ ALTINDA NE VAR?
- Aslında
HDP hayranlığı sadece Doğan medyasın da yok, Fetullahçı medyada, Kemalist
ve Ulusalcı Medyada da var. Bu hayranlık HDP nin politikalarının
doğruluğuna inanmışlıklarından kaynaklanmıyor. Halk arasındaki bir deyimle
HDP’yi “günahları kadar bile sevmezler”. Kürtleri hiç sevmezler…Yıllardır
kendilerini Kürtlerin efendisi gibi gören zihniyetin birden bire Kürt
hayranlığını hayra yormak mümkün değildir…Hayra yoranlar var ise ya çok
saftırlar, ya da bu durumu onlarda kullanıyor demektir…Yani orta da bir
aşk yok, karşılıklı kullanma vardır. Doğan Medya gurubunun kimi
gazetelerinin logosunda “Türkiye Türklerindir” yazmasına rağmen, Kürt
olmaktan övünç duyan bir yapıyı gerçekten sevmesini beklemek saflık olur…Doğan
Medya gurubu, Atatürk döneminin adalet bakanı Esat Mahmut Bozkurt
ideolojisinden etkilenerek yayın politikalarını oluşturmaktadırlar. Ne
diyor Bozkurt “"Türk, bu
ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların
bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı.
Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler!"
- Kemalistlerin,
ulusalcıların laik aydınların Fetullahçıların Kürtlere bakışlarını
anlatmaya bile gerek yok… Hepsi aynı kaynaktan besleniyor ve kılcal
damarlarında asimilasyoncu, inkarcı politikaların şifreleri vardır.
Kürtleri sevmedikleri belli olan güruh neden HDP yi bu kadar seviyormuş
gibi gözüküyorlar? Tek nedeni var: Anti-AKP, anti-Tayyip… AKP/RTE belasından(!) kurtulmanın bin bir
yolunu denediler…Balyoz, Ergenekon, internet andacı, 367 meselesi, AKP yi
kapatma davaları, 17- 25 aralık kalkışması gibi tüm gayri meşru yollar
denendi. “Aydın Doğan, 28
Şubat darbesine katkısını, “Benim
medya organlarım İslamcı koalisyon hükumetine karşı savaş verdi"
diye ortaya koymuştu.”
- Başarılı olamayınca Kürtleri öne
sürmek akıllarına geldi…HDP yi üne sürüp, AKP/RTE a çelme atmayı
planladılar…Tüm medya ve diğer destek alanlarını sonuna kadar HDP ye
açtılar…”Yürü en kahraman sensin, Tayyip’in hakkından sen gelirsin, her
türlü senin arkandayız” dediler. HDP ‘yi, programını gerçekten seviyor
olsalar, bu tavırları karşısında saygıyla eğilmek gerekirdi. Akıllarında
şu var; AKP/RTE’ nı HDP aracılığıyla
devirir isek daha sonra HDP’ yi halletmek kolaydır. Bu niyetleri seçimden
hemen sonra belli oldu…Seçim sonuçları koalisyon yapmayı mecbur kıldı. Ama
CHP, MHP ve tüm yukarıda saydığımız güruh HDP ile koalisyonu telaffuz bile
etmediler. Nasıl olur! İç işleri bakanlığını HDP ye verdiğinizi düşünün!
Nasıl olur! Milli savunma bakanlığını HDP ye verdiğinizi düşünün…Düşünmek
bile onları irrite ediyor…Daha başından HDP kapıyı kapatmasa, yine de AKP,
HDP ile de görüşmeyi programına almıştı. Kürtlerin Cumhuriyet tarihi boyunca
kendilerini ciddiye alan, muhatap gören, görüşme masasına oturan, Apo’yu “bebek
katili” unvanından ( en çok Doğan medyası kullanırdı) “sayın” unvanına
çıkartan, İmralı’yı-Kandil’i su yoluna çeviren, , özel
okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açan, Türkçe alfabede
yer almayan bazı harflerin kullanılmasını serbest bırakan, ilkokullarda
“andımız" uygulamasına son veren, farklı dil ve lehçelerde siyasi
propaganda hakkı tanıyan, Kürtçe tv kuran, yerleşim yerlerinin isimlerini
yeniden Kürtçe haline çeviren v. b bu iktidara karşı kurulan blokta HDP nin
yer alması geçmişi çabuk unutuşun dan, geleceği iyi okuyamamasındandır.
- Bütün bu güruhun çabalarını, tavırlarını
anlamak mümkün. Çünkü Cumhuriyet tarihi boyunca darbe ve vesayet üzerinden
nemalandılar, palazlandılar. Kendilerini ülkenin efendisi gibi gördüler.
AKP iktidarıyla bütün bu olanaklarını yitirdiler…Çılgına dönmeleri
bundandır. Aslında onlara göre Kürtler ve HDP yılandır, yılana sarılmaları
bundandır. Görüldüğü gibi ne yazık ki; Gelinen nokta iç açıcı değil…Oyunun
farkına varıp, çarkı olumluya çevirmek hala mümkün…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder