17 Eylül 2015 Perşembe

KÜRT SORUNUNU SORUNUMDUR AMA YÖNTEMİNİZ YÖNTEMİM DEĞİLDİR



  KÜRT SORUNUNU SORUNUMDUR AMA YÖNTEMİNİZ YÖNTEMİM DEĞİLDİR

Ey devleti yönetenler! Kürt sorunun çözümü konusundaki yöntemlerinizi ret ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yüzlerce kez denenen ve ölümlerin, acıların, halklar arası düşmanlıkların, tüm ülkenin yakılıp-yıkılmasının ötesinde, bir sonuç getirmeyen güvenlikçi yöntemlerinizi ret ediyorum. Son 30 yıldır arzuladığınız durum olan asimilasyoncu, inkarcı politikalarınızı sıkıyönetimlerle, olağan üstü hallerle, jitemlerle, faili meçhullerle, köyleri yakıp-yıkmakla, itirafçılarla, köy korucularıyla hayata geçirebildiniz mi? 50 bin yurttaşımızın ölümüne, binlercesinin hapsine, yaralanmasına, işsiz kalmasına, göçmesine neden olan yöntemlerinizi ret ediyorum. Sorunu görmezlikten gelen, içine girmek yerine etrafında dolaşan yöntemlerinizi ret ediyorum. Kürt sorunu gibi Türkiye’nin başat sorunlarını ciddiyetten uzak iç siyasi malzeme olarak gören yöntemlerinizi ret ediyorum.

Ey PKK’yi yönetenler! Birçoğunuzla cezaevi, hücre arkadaşlığım var. Bizler cezaevinde elimizde tek bir silah bile olmadan direnişi kazandık. Oradaki kahramanlıklarınızı kimse inkar edemez. Devletin bütün gücüyle ve olanaklarıyla üzerimize geldiği, suyun da ,ekmeğin de onların elinde olduğu, güçler bakımından orantının zerresinin olmadığı, yaralarımızı dikiş iğnesi ve çorap ipliğiyle diktiğimiz o direnişi bir çakımız bile olmadan kazandık. Mehmet Şener’in, Mustafa Karasu’nun oradaki müzakereci duruşu önemliydi….Peki Kürt halkının ulusal demokratik haklarını almak için illa da silah mı gerekli? Sizlerin şu mealde yüzlerce açıklaması oldu: “Silah ömrünü tamamladı” “silah çözüm değil” “birbirimizi yenmemiz mümkün değil” “müzakere zamanı” v.b   Peki o zaman, bu kadar silah, patlayıcı, bomba niye? Kazanım getirmeyeceği ifade edilen  yola niye girilir? “Biz bu devleti ancak böyle masaya oturturuz” diyorsanız yönteminiz yöntemim değildir. Sizler kaç hükumetler gördünüz, hepsi de askeri yöntemleri esas aldılar ve hiçbirisiyle de masaya oturamadınız. Masaya oturulduğunda da süreci iyi yönetemediniz. Kürt sorununu silah sayesinde kriminalize etmek istediler, sizler üzerinden bu oyunu oynamak istediler ve başardılar. Öz eleştiri içermeyen yönteminizi ret ediyorum. Bakın bu gün durum demokratik anlamda tamda Kürtlerin lehine dönmüşken, 80 millet vekili ile parlamentoda temsil edilme fırsatı çıkmışken, bunu fırsata çevirmek yerine silaha sarılma yöntemlerinizi ret ediyorum. Silah bırakmak yenilgiyi değil, zaferi ve kendine güveni ifade eder. Gelin cezaevindeki gibi silahsız direnişi hep birlikte yapalım. İnanın kazanırız. Silah bırakıp masaya gelirseniz Türkiye halkları yanınızda olacaktır. Ama elinizde tonlarca patlayıcı, silah varken yönteminizi ret ediyorum. Çocuklarımızın geleceğini karartan, bitiren yöntemlerinizi ret ediyorum.
 İki tarafa da sesleniyorum: Kürt sorunu sorunumdur, yönteminiz yöntemim değildir.

Bu da benim feryadım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder