DİL
HEYE TAKAT TINEYE
Bu kan
revan, bu zulüm, dehşet,bu göç,evsiz barksızlık, bu işsizlik , yoksulluk içinde
yazmak,yorum yapmak anlamsızlaşıyor.Orada Kürt halkı, dışarıda biz çaresiziz.
Yani
“Varamaz elim
Ayvasına, narına can dayanamazken,
Kırar boynumu yürürüm.
Kurdun, kuşun bileceği hal değil,
Sormayın hiç
Laaaaal...
Kara ferman çıkadursun yollara,
Yarin bahçesi tarumar,
Kan eder perçem
Olancası bir tutam can,
Kadasına, belasına sunduğum,
Ben öleydim loooy...”
Peki, PKK ne amaçlanıyor bu yöntemle? Bu yöntemle amacına ulaşacağına
gerçekten inanıyor mu? Devlet/hükümet neden sadece güvenlikçi yöntemleri esas alıyor da demokratik
yöntemlerden hiç bahsetmiyor? Bilek güreşinin kimseye fayda getirmediği,kimsenin
amacına hizmet etmediği görülmüş ve teyit edilmiş iken bu kör dövüşü neden?
Fotoğrafa biraz yukarıdan bakınca durumu değerlendirmede ip uçları
görülebilir. Ortadoğu’da fiilen artık iki devlet yok. Suriye ve Irak. Bu durumu
yaratan büyük oyuncular yeni dizayn peşindeler. Türk devleti/hükümeti gücü
piyon kadar da olsa oyunun içinde olmak istiyor…Bu kadar oyuncu burnumun
dibinde,sınır boylarımda bir şeyler planlıyorlarsa,gelecek adına benim de
sözüm,hedefim olmalı,diye düşünüyor.PKK’nin süreçten güçlenerek çıkmasını
istemiyor… PKK ise mevcut konjonktürü kendisi için bir fırsata çevirmeye
çalışıyor. Suriye de bu kadar mesafe kat etmişken, Türkiye de neden olmasın
düşüncesinde. Türkiye'nin hele, hele Rusya ve İran ile gerilimli günler yaşıyorken. Hükümet
edemeseler de Suriye ve Irak yönetimi
ile gerilimli günler yaşıyorken, fırsatı değerlendirmeyi düşünüyor olmalı. Bir
taraftan Rusya,İran,Suriye üçlüsü ile, diğer taraftan ABD ve batı ile flört
etmeye çalışıyor.Tarafını,müttefiklerini henüz belirlememiş olması hedefe
ulaşmasını zayıflatıyor.
Şu gerçek hem PKK tarafından, hem de Türk Devleti/Hükümeti tarafından iyi
bilinmeli: Bu coğrafyada Türkler ve Kürtler en iyi anlaşan halklardır.
Yönetenlerin anlaşmazlıklarını bir tarafa bırakıyorum…İki halk bu kadar iç-içe
geçmişken,kültürel ve dinsel daha yakınken…Kürtler birlikte yaşama iradesi
gösterirken…Kürtler, Kürt kimliği ve dili konusunda taviz vermeyeceklerdir ve bunda hem fikir oldukları
tartışılmaz bir gerçek…Üstelik bu talepleri ekonomik ve diğer talepleriyle değiştirilemeyecek
kadar güçlüdür. Bu hedefe ulaşma konusunda savaş,silah,hendek yöntemini
benimsemedikleri de gerçek..Seçimlerde bütün Kürt illerinde HDP ye % 80-90
oranında destek verdikleri gibi, hendek stratejisini uygun bulmadıklarını da aşikar
ediyorlar. Madem ki halk için mücadele ediliyor,neden halkın tercihine saygı
gösteril miyor? Ve ben inanıyorum ki, seçim öncesi PKK silahlarımızla
çekiliyoruz deselerdi, şimdi HDP çok daha güçlü temsil ediliyor olurdu,şimdiki
gibi oyun dışı kalmazdı.
Daha fazla kan dökülmeden barışçı yollar da ısrar edilmelidir…Hükümet çok
kültürlülüğü, çoğuldilliliği, çogulkimlikliliği,yerel yönetimlerin
güçlendirilmesi hususunda yapacakları bir
şeyler var ise takvim vererek açıklamalıdır. HDP hendek yönteminin yanlışlığına
PKK yi ikna etmeye çalışmalıdır…STK, aydınlar,toplum önderleri harekete geçmelidir.
Bütün bu önerileri sunarken umutsuzluğa kapılmak istemiyorum…Bir şey isteyip de
o şeyi gerçekleştirme gücünün olmaması ne acı bir şey…Kürtler bu durum için
şöyle der : DİL HEYE TAKAT TINEYE

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder