Bahar
eşikte,girdi-girecek…Badem ağaçları çiçek açtı bile…
Bahar;
Umuttur,filizdir,tomurcuktur,yeşerendir,gelecektir…
Bahar;yaşamaktır,yaşatmaktır…Ve
“Yaşamak güzel şey be kardeşim” . Bu baharda yaşıyor olduğumuza sevineceğiz.
Ülkemizde ,çevremizde,dünyamızda fidan gençler,tomurcuk çocuklar ağıt bile yakılmadan, mezara bile konulamadan kimileri tarafından ölümle buluşturuluyorlarsa ,yaşıyor olduğumuza sevinebilecek miyiz?
Ey! Bu
fidanların, tomurcukların çıplak ve cansız bedenlerine basanlar! Hedeflediğiniz yerlere varsanız bile,o
hedeflerinizle nasıl övüneceksiniz? …”Masum insanları öldürmenin ayıbını
örtecek kadar büyük bayrak yoktur” diyor
Howard Zin. Oysa biraz daha ileri gitmemiz gerekir. Ölüme/öldürmeye gerekçe bulmaya
başlanır ise bütün katillerin kendilerine göre gerekçeleri vardır…Namus , ideoloji
,din,iktidar ve aklınıza gelebilecek her şey(şahit olduğumuz gibi) ölüm/öldürmenin
“haklı” nedeni olarak önümüze konulabilir,konuluyor da…Her eli kana bulananın kendine göre “haklı “gerekçesi vardır…Çözüm:
Yöntem olarak ölümü/öldürmeyi gerekçelerine bakmadan ret etmektir. Bu mümkün!
Demem o ki; Barış denen bir yol
vardır…
Dünyanın en
önde gelen bilim adamları,yazarları,düşünürlerinin (Albert Einstein,Mahatma
Gandhi,Bertnard Rusll,H:G:Welles,Sigmond Freud,Stefan Zweing) örgütü WRİ’nin (Uluslar Arası Savaş
Karşıtları Örgütü) ilkeleri şunlardır: “Savaş
insanlık suçudur!Daha da önemlisi biz bu kanlı oyunda yoğuz; sizi de
oynatmayacağız”…Keşke barışı seçenlerin gücü savaşı seçenlerin gücünden
fazla olsa!
Evet! Barışı
savunmalıyız! Bunda samimi olduğumuzu eylemlerimizle göstermeliyiz…Önüne “amalar”
koymadan barışı savunmalıyız… Eğer ölüm “naldan”
da, “mıh” tan da geliyorsa; Nalına da,mıhına
da vura-vura barışı savunmalıyız…Her hangi birinden(nal,mıh) akan kanları haklı
bulduğunuz an elinizi kandan kurtaramazsınız ve potansiyel bir kan akıtıcı
olduğunuzu açığa çıkarmış olursunuz…O zaman da “barışınızda" samimi
olmadığınızı birileri söylerse, kızmamanız gerekir…
Ey! Ölüm/öldürme
yöntemini seçenler! Ne istiyorsunuz? Özgürlük mü? Demokrasi mi? İnsan Hakları
mı? Bunların hiçbirini ölen yavrularımız
yaşayamayacaklar…Bakın, bildiğiniz bir bildirgeyi hatırlatacağım,1789 Fransız
İnsan ve Yurttaşlık Hakkı Bildirgesini…Ne diyor? “Yaşam hakkı tüm insanların öncelikli hakkıdır.Yaşam hakkı olmadan diğer
hak ve özgürlükler de olamaz”…Ve ne yazık ki, yaşamları gasp edilmiş binlerce
“fidan”,”tomurcuk” bunları yaşayamayacak…Ve bunun telafisi de yok…
Tekrar
etmekte yara var: Barış diye bir yol var! Yaşayarak da, yaşatarak da amaçlara
ulaşılabilinir…

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder