11 Temmuz 2015 Cumartesi

İŞKENCE GÜNLERİNDEN NOTLAR-2

     dişlerim etlerime batıyor...bayılıyorum.
teme-tokat ayıltıyorlar..yaşadığıma seviniyorum..yaşıyorum;ellerim,kollarım tutmayarak..yaşıyorum; ölüme daha yakın..bir odaya getiriyorlar gözlerim bağlı.odanın içinde yürümem söyleniyor,öyle yapıyorum.yürürken kollarımı kaldıramıyorum,geçici felç olduğunu biliyorum.yürürken göz bağımın altından ayaklar görüyorum..benim dışımda da bir çok insanın olduğunu kavrıyorum..gürültüler kesiliyor..polislerin gittiğine işaret..bir adamın sesi yükseliyor."biriniz kalksın yeni gelene kuralları saysın!"birisi kalkıyor,tekmil veriyor, bağırarak kuralları sayıyor:"hiç kimse göz bağını açmayacak...kendi arasında konuşmayacak..izin alıp konuşurken,emret komutanım diyecek,tekmil verecek öyle konuşacak..yüzünüzdeki bitleri bile benden izin almadan atmayacaksınız..vs". bana anladın mı diyor...anladım diyorum..okkalı iki tokat yiyorum...bok anlamışsın,tekmil vermeden konuştun...tekmil vererek konuş..tekmil vererek anladım diyorum..ne kadar zaman geçti bilmiyorum,asker olduğunu anladığım adam beni oturtuyor..ellerimi dizlerimin üzerine koymamı söylüyor...kaldıramadığımı söylüyorum..yine tokat yiyorum..tekmil vermeyi yine unutmuştum..tahta sıranın üzerine oturunca kendimi o kadar yorgun ve bitkin hissediyorum ki,dalmışım..sanırım sabaha doğrudu bir gürültüyle irkildim...gelenler soruşturma ekibiydi ve sarhoştular..yüksek sesle "nerede o a....koyduğumun Dağcı'sı! Müzeyyen'i (eşimden bahsediyorlar,onun  kalp hastası olduğunu beni eve götürürlerken söylemiştim) getirdik,önünde s..ceğiz..kollarımdan tutup aynı tekrar işkencelerden geçiriyorlar..eşimi düşünüyorum..en ufak bir işkencede ölür..mitral stenozu ve miral yetmezliği var (tahliyem den sonra iki kez açık kalp ameliyatı oldu)..eşimi sürekli tehdit olarak kullandılar, ancak hiç getirmediler..işkence aynı dozda devam ediyor..yine bir oturma sırasında biri bana fısıltıyla "senin gelmen bizleri kurtardı" dedi.Necdet Buldan olduğunu sonradan öğreniyorum..Çünkü;soruşturmadan bizden çok önce çıkmış,serbest bırakılırken bütün paralarını bana bırakmış..soruşturmaya götürülürken üzerimde hiç para yoktu,çıkarken yüklü bir para verdiler ve Necdet Buldan'ın bıraktığını söylediler.Necdet'i ceza evinden sonra tanıdım..Yüksekova belediye başkanı olmuştu..kardeşi Savaş İstanbul'da jitem tarafından öldürüldü...bir gün sonra tanıdık sesler duymaya başladım..Ülkü Akgün,Nuri Duruk,Müslüm Coşkun,Haşim Çim,Rıza Refah Budak,A.İhsan Çelik,Tahsin Erdoğan,M.Emin Güleker hatırladıklarım...aynı işkence sürecinden benimle birlikte onlarda geçiyorlar..ertesi gün daha kalabalıklaşıyor tanıdık sesler...Fatih Binbay,Fırat Bayraktar,Nevzat Temel,Aydın Atlı..beni her yeni gelen arkadaşlarla yeniden işkence seanslarına katıyorlar..çapraz sorgulamalar ve süreğen işkenceler dayanma gücümü bitiriyor..burası Gayrettepe'den çok farklı..orada birkaç kişiyi aynı hücreye bırakıyorlar.farklı görüşten de olsa,gözlerin açık insan görüp sohbet edebiliyor, kendi arkadaşlarınla gece yarısı haberleşe-biliyorsun...seni işkenceye başka yere götürüyorlar ve bir birimizin işkence feryatlarını duymuyor,işkence sonrası hücrede nispeten dinlene biliyorsun..Diyarbakır başka..yirmi dört saat işkence..ya sen işkencedesin,ya da arkadaşlarının işkence altındaki durumları izletiliyor,çığlıkları dinletiliyor..ölümü özlüyorum,çocuğumu düşünüyorum..öldürseler keşke diyorum,işkenceye devam ediyorlar..Yasin Keskin'in yüzüme söylediği ifade var,Aydan Bulutgilin "bütün İGD başkanları genel yönetim kurulu üyeleri TKP'lidir"ifadesi var,İzmir'den Nail Özkaya'nın ifadeleri var..hepsiyle üzerime geliyorlar.. tamam!TKP üyesiyim diyorum..bütün mücadelem,bütün okuduklarım,umutlarım,hayallerim,sorumluluklarım,bana duyulan güvenler,teorilerimiz,ideolojimiz ne varsa üzerimden bir tır gibi geçiyorlar..hemen her yeni getirilen arkadaşım,yoldaşım için onlarla birlikte yeniden işkenceden geçtim..arkadaşlarının çektiği acıları seyrettirmeleri en ağır işkence oluyor..parti üyeliğini kabul eden yoldaşların üyeliğini bende kabul ettim..bir kişi hariç:İsfendiyar Eyyüpoğlu...randevu yerimizi söylüyorum..neden?..bilmiyorum..gözaltına alışımla randevumuz arasında 12 gün olduğunu düşünüp,şimdiye kadar haber alınmıştır diye mi düşündüm..bilmiyorum..bu kadar yoldaş burada,hepsinin sorumluluğunu kendimde hissedip,bu sorumluluğumu artık yerine getiremeyeceğimi düşünüp,beni partiye alan yoldaşımı,güçlü gördüğüm,çok sevdiğim yoldaşımın her zamanki gibi bizi toparlayacağını mı düşündüm..bilmiyorum..bilmiyorum..onu getirdikleri zaman duyduğum vicdan azabı,bütün yaşamım boyunca duyduğum en büyük ve hala unutamadığım vicdan azabıdır..yoldaşın sürekli benim yanımda olması,"hala en sevdiğim insanlardan birisin" demesi bile duyduğum vicdan azabını azaltmıyor..İsfendiyar'la sanırım bir kez yüzleştirdiler;o da pasaport konusunda..pasaportumu sordular,partiye verdiğimi söyledim,İsfendiyar da sanırım kaybettiğini söyledi...işkenceler azalarak devam etti..31 ağustos-22 ekim..eder 53 gün..yaşamımın en önemli 53 günü.. dört sene sürecek cehennem günlerinin ilk 53 günü..soruşturma sonrası gözaltı süreci başladı..soruşturma sürecindeki kimi anılarımı paylaşmaya devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder